16.07.2011

Aşk okuyla vurulmak isteyen zırhını çıkarır!!!


‘‘Ey sevgili ben senden ayrıyım; fakat aşkının ıstırabı bir an beni terk etmiyor. Ben çok suçluyum, bağlanıp zindana atılacak bir suçluyum. İşte elim ayağım bağlı; cezam ne ise ver. Suçluyum; hiç mazeretim de yoktur. Hükmet; senin hükmüne razıyım.... Bildiğin gibi beni cezalandır. --Harbde kılıcıma, okuma bakma: senin önünde nasıl esirim; ona bak. Eğer kabilene hücum etti isem kendi kılıcımla kendim yaralandım. Dün bir günah işledi isem bugün boynumda ip, geliyorum. Eğer bu kırılası elim yay çekti ise işte zincire vurdum, sana getiriyorum. Bu son irtikabettiğim günahtan evvel de birçok cinayet işledim. Beni bu kadar zelil yaşatma. Öldüreceksen öldür; niye yaşatıyorsun. -- Eğer senden başkasına alakadar isem beni çarmıha ger. -- Ey sevgilim, senin vefasızlığında vefakârlıktır. Senin karşında suçsuz olmakta bir suçtur. Eğer suçsuz isem de bir suç işleyeceğim; belki sen bir vefakârlık edersin, yanlış bir hüküm okur ve o hüküm ile beni öldürürsün. -- Hayatımda bana güzel sözler söylemedin, beni okşamadın. Beni öldür. Çünkü bu bahane ile başıma elini süreceğini ümid ederim. Bu başa kılıç vurursan, beni kapında, kurban edersen; Hazreti İsmail gibi boynumu bıçağa veririm. Eğer incinirsem beter olayım. -- Mum gibi gönlüm aydınlık olduktan sonra başımı kessen hiçbir keder etmem. Çünkü mumun fitili yanıp uzadıkça kararır ve aydınlığı azalır. Başı kesilince nuru artar. Yaşayıp ta sensiz senin aşkınla yüreğim parçalanmaktansa ayağının ucunda can vermek evladır. -- Madem ki sana erişmek yolu yoktur. Bundan sonra bir köşeye çekilip ah etmekten başka ne yapabilirlim? -- Başımı veririm; senin başını ağrıtmamak için of demem. Bu baş ağrısından şikayet ediyorsan ağrı benimdir; baş senin olsun.’’