3.01.2013

Ve'l leyl..

 
Gönlüm;
Evim,ocağım,yurdumsun!
Dışında olamadığım,içinden çıkamadığım.Tozunu yıkamaya yetişemedim yıllar yılı;pasını silmeye asırlar boyu.Bekledim,hep bekledim taze toprak kokusunu getirecek rahmetini tecellinin.Anahtarını kaybettiğim günde düştüm yollarına derbeder sürgünlerin.Sırçadan nazargahı idin Rahman’ın,kırmaya kıyılamayan.Sengsare düşürdük seni.
Hak gönül verdi bana,’’ha!’’demeden hayran oldu.
Sılam, memleketim,vatanımsın hem.
Bir türlü kavuşamadığım,kavuşmaya doyamadığım.Kıble sabalarının halvetiyle açan yediverenim.Karanlıkların ardından uyandırmadan kimseleri,uyandırdın sevgimi;gecelerimi yıkadın,dolunaylara doldurdun .
Şam-ı gamda cilve-i didar umarsın ey gönül.
Hasretim,hicranım,firkatimsin.
Aramadan bulduğum,yola koyulmuş göçüm.Mekke’de hüzün yılımsın aç ve susuz;Ebu Talip ve Hatice’siz.Bedir’de bir söz:’’Denize girsen seninle gireriz’’ ve Akabe’de yeminlerin en şahanesi,can verip cennet alma üzerine.Gecelerin hakimi,gözyaşlarının pınarı.Efendimsin…
Ateş-i aşkınla gözyaşın şarab eyler gönül..
Hayatım,ömrüm,varlığımsın.
Sütten kesilmiş bebeklerin merhamet umudu,hesap gününe hakim efsaneler güzeli.Matarasından abıhayat içen süvariler serdarı.Sevilmeye şayeste dilberim,kuşkulardan arındırılmış günaydınım.Güzellik mushafının sernamesi,ilk nur.
Gönül derler ser-i kuyunda bir divanemiz kaldı.
Aaaahh, gönül!….Yaralım,bimarım,hastam.
Merhemine koştuğum,zehriyle düştüğüm.Beşeriyetimin pervanesiz ayinlerinde kurban olanım.Aşk sultanıma otağ,gam ordusuna karargah.Sadağımda zehirli peykanımsın gamzelerden ;küplerinde köpüren pahalı şaraplara ödediğim pahasın ruh iklimlerinde.Uğrular eline tutsak şehzadem.İkiye bölünmüş varlıkların madde ile tartılan manası.Hani ya,’’Mal da fayda vermez o gün, oğullarda; halis ve pak gönül ancak….’’
Gönlüm ,hafakanlar ile dalgalanan bayrak
Çilem,acım,kederim!Gönlüm!
Sustukça hoş geçimlim,dile geldikçe parlayan alevim.Kopup saçılan gerdanlığında soylu nedimelerin,savrulan incileri yere hüzünlerimin.Hüzzamlarla bağlayan cümle neşidelerimi;çığlıksız uyanılan düşüm.Notre Dame’ın kamburunda gizleyen kendini ve Dulsinea için dövüşen yel değirmenlerimle.Titrek ellerimde bir dolu peymane…Dağları bile yüklenmediği o ağır yük…
Gönüldendir şikayet kimseden feryadımız yoktur..
Ah gönül!
Rüyam,hayalim,hülyam.
Sellerle kaybettirdiler izini ilkin ve iz sürmeyi unutturdular bana.Ateşini külde sakladılar ve külü ateşe oydular.Seninle yaşadığı kadim medeniyetini arıyor şimdi bir millet ve Simurglar akla mağlup,maddeye tutsak.Kafdağı’nda nöbeti ifritler tutuyor;üftade sultanların saraylarında ötmekte baykuşlar.İkiye bölünmüş varlıklarımız ve yalnızca maddeyle tartılıyor hayat.Cılız başaklar,semiz başakları sarıyor; zayıf, gürbüzü yutuyor.ellerinde iksir taşıyan güzeller büzülmüş loş ve kuytu parmaklıklar ardına ve sevgisizliğin avuçlarından boşalan enginlerde pusulasız kadırgalar misali çalkalanıyor beşer.
Neler çeker bu gönül,söylesem şikayet olur.
Esenliğim,sevincim,neşem.
Tur Dağı’na giden Musa’m,Nuh gemisine dönen güvercinim.Orta Çağ’dan kalan iyimserliklerin solgun baharı,düşümde her gece gördüğüm kelebek.Biliyorum,yol tenha,dal mecalsiz ve su durgun;çiçeğin rengi solmakta,şarkısı sona eriyor kuşların. Bir medeniyet ,durgun havuzlarında yaktığı aklının kara dumanlarına bürünüp mersiye okuyor ardından şimdi senin.Ey gönül medeniyeti..Sevgisizlikler,zulümler,kötülükler sardı yokluğunda çevremizi.Ama biliyoruz ki biz,sen yaşıyorsun hala ve ısıtıyorsun bedenimizi,ışıtıyorsun ruhumuzu.Sensiz olmuyor mirim,sensiz olmuyor..
Hem kadeh, hem bade,hem bir şuh sakidir gönül..
Gönlüm !Aziz dostum!…
Nerelerdesin, ya dön artık yurduna; ya da iki satır yaz bize…..
Kitab-ı Aşk/İskender PALA

 7403057410_d9d18e1f27_z

عَلَيْهِمْ مِنَ النَّبِيِّينَ وَالصِّدِّيقِينَ وَالشُّهَدَاءِ وَالصَّالِحِينَ

وَحَسُنَ أُولٰئِكَ رَفِيقًا

“Kim Allah’a ve Resûlüne itaat ederse işte onlar

Allah’ın in’am ettiği nebi, sıddîk, şehit ve salihlerle beraberdir.

Bu ne hoş bir arkadaşlık, ne hoş bir kardeşlik, ne hoş hemdem olma, ne hoş beraber bulunmadır.”

(Nisâ Sûresi, 4/69)

 

Fotoğraf: Hâk etmeyeni sevdirme Ya Rab. . .
 
Hâk etmeyeni sevdirme Ya Rab. .
 
“ Arayan sen ol, bulan sen,
tanıyan sen ol, kucaklayan yine sen.
Kula vefâsı olmayanın Hakk’a vefâsı olmaz. ”

Ve abdestli
yalnızlıklarım var benim.
— E l h â m d ü l i l l a h
hepsi de aşka niyetli .
 
 
Son deminde hüznüm...
 
 
Mümin ne hoş insandır. Her işi hoştur musibet gelir,
sabreder kazanır, bir nimet ihsan edilir, şükreder kazanır.
Fotoğraf: "Üzülme!
Derdin ne olursa olsun bir abdest al nefes gibi. Ve bir seccade ser odanın bir köşesine. Otur ve ağla. Dilersen hiç konuşma..
''O'' seni ve dertlerini senden daha iyi biliyor unutma.."

| : ♥ : | Daha fazlası için aşağıdaki adrese TIKLA ! | :♥ : |
http://www.facebook.com/kerimtuncvebiz
 
"Üzülme!
Derdin ne olursa olsun bir abdest al nefes gibi. Ve bir seccade ser odanın bir köşesine. Otur ve ağla. Dilersen hiç konuşma..
''O'' seni ve dertlerini senden daha iyi biliyor unutma.."

Hatta ben
(…)
Belki de çok şey istiyorum(dur).