17.08.2012


Dünyalık istiyorsan âhireti kalbinden at.
Âhireti istiyorsan dünyayı oradan çıkarman gerekir.
Hangisi nefsine yararsa onu seç.
Şayet Mevlâ’yı istiyorsan,
Kalbinden hem dünyayı, hem de ahireti çıkar..
.
Gavs-ül Azam Esseyyid Abdülkadir’i Geylani
(“El-Fethü’r-Rabbani Vel-Feyzü’r-Rahmani” adlı kitabından)

Gözlerine bakmak değil, gözlerinle bakmak istiyorum…
Ellerini tutmak değil, ellerinle tutmak…
Ve beni unutmak istiyorum…
.
Dursun Ali Erzincanlı
 
“Ey Nefs !
Sen değerli eşyaları ucuza almak istiyorsun.
Maalesef çalışmadan ve amelsiz o değerli eşyalara sahip olman mümkün değildir.
İnsan bal yemeyi istiyorsa, bal almaya gittiği zaman arıların sokmasına tahammül etmesi gerekir.
Maksuda ve matluba varabilmesi için mutlaka meşakkatlere, eziyetlere ve sıkıntılara tahammül etmesi gerekir.”
.
Şeyh Muhammed El-Haznevi (k.s.)
 
“Mihnet ve ıstırap, aşkın levazımındandır, çaresiz katlanılacak…
Yoksulluk, dert ve gam; bunlar lazımdır.
Dost, sevdiğini, kendisinden başka her şeyden kesilmiş ve sıyrılmış görmek ister.
Bu makamda huzur, huzursuzlukta; karar, kararsızlıkta; rahat, rahatsızlıktadır.
Bu makamda nefse çare aramamak, kendisini mihnet ve ıztıraba bırakmakla olur.
O zaman da insan kendisini sevgiliye ısmarlamış ve bırakmış bulunur.
Devlet bundadır.
Devlet, ondan ne gelirse razı olup onu kabul etmektedir.
Bu rahatsızları gerçek rahatın ta kendisi bilin!
Bu hale düşüp de kendisini ona terk edebilen, kazançların en büyüğüne ermiştir.”
.
İmam-ı Râbbani mektup-140
 
Kimi arıyorsun, niye ızdırap içindesin?
Zira O bütün zuhûruyla meydanda; sen ise örtü altında gizlisin.
O’ nu ararsan kendinden başkasını göremezsin.
Kendini ararsan O’ ndan başkasını bulamazsın.
.
Muhammed İkbal
Elveda Ey Şehr-İ Ramazan...
Her yıl Ramazan ayının başlangıcında hoş geldin ey şehr-i Ramazanövgüleriyle karşılanan ve göz açıp kapayıncaya kadar çabuk geçen, rahmet ve bereket ayı; Ramazanın son günlerini yaşamaktayız. Son dönemeç hükmündeki son haftaya gelindiğinde; camilerde, meclislerde okunan naatlar, ilahiler, yerini hüzünlü sözlere bırakarak; elveda ey şehr-i Ramazan şekline dönüşür.

Koca Yunusun; bir beytinde Bildik gelenler geçtiler,gördük konanlar göçtüler dediği gibi her gelenin bir gidişi, her konanın bir göçüşü olduğu gibi, her başlangıcın da bir sonu vardır. Ramazan da diğer zamanlar gibi gelmeye-gitmeye, başlamaya-bitmeye mahkumdur. Önemli olan geldiği ve konduğunda yapılacaklardır. Gittikten ve göçtükten sonraki pişmanlıklar bir fayda vermeyecektir.

Ramazan ayındaki fırsatlar değerlendirilemediği taktirde, diğerlerinden farklı bir tehlike söz konusudur.Ramazan ayında günahların affı o kadar kolay olacak ki, af nimetinden faydalanılamadığı taktirde, Cebrail aleyhisselamın bedduasına muhatap olmak vardır.

Ebu Hureyreden (ra) rivayet edilen bir Hadisi Şerifte de şöyle buyurulmuştur;
Resul-i Ekrem (sav) minbere çıktı ve:
Amin, Amin, Amin! dedi.Resul-i Ekrem (sav)e:
Ey Allahın Resulü (sav) Minbere çıktınız ve üç kere amin dediniz! (Bunun hikmeti nedir?) dendi.Bunun üzerine O (sav):
Cebrail bana geldi ve: Kim Ramazan ayına yetişir, affa uğramaz ve sonunda ateşe girerse, Allah onu uzaklaştırsın!dedi ve bana:
Sen de amin de! dedi, ben de:
Amin! dedim.Sonra:
Kim anne ve babasına yetiştiği halde onlara iyilik etmez, sonunda ölür ve ateşe girerse, Allah onu uzaklaştırsın!dedi ve bana:
Sen de amin de! dedi, ben de:
Amin! dedim.Sonra da:
Sen yanında anıldığın halde sana salavat getirmeyip, ölen sonunda da ateşe giren kimseyi Allah uzak etsin! dedi ve bana da:
Sen de amin de! dedi, ben de:
Amin! dedim.(Ahmed b.Hanbel, Müsned,2/254; Tirmizi, Daavat,No:2539.)

Şimdi yapılacak şey; Ramazana elveda derken, onun bizden hoşnut gidip gitmediğini muhasebe yaparak,bizim bu ayın af nimetinden istifade edip etmediğimizi düşünmemiz; geride kalan son Ramazan günlerini en verimli şekilde değerlendirmemiz lazımdır.

Düz bir mantıkla şöyle düşünelim; yakınımızdan biri hasta olsa,yada bir ameliyat geçirse, planladığımız dünya işlerini bırakıp, hastamızın şifa bulması için nasıl başında nöbet tutarsak, gönül dertlerimizin derman bulacağı; Allahın af ve merhametine uğramak gibi, bin aydan hayırlı Kadir gecesine rastlamak gibi, Ramazanın son günlerini değerlendirmek için birkaç günümüzü ibadet ve itaat içerisinde geçirmeye gayret etmek akıllıca bir iş değil midir? Elveda ey şehr-i Ramazan derken; misafiri hoşnut göndermenin yollarına bakalım derim vesselam!
Ya Şehr-i Ramazan!
Elveda ya şehr-i Ramazan
Oldun sen onbir aya sultan
Sende indi mubarek Kur'an
DÜnya'yı doldurdun hep nurlan
Bu ayda oruç farz kılındı
HergÜn teravihler kılındı
Her gece sahura kalkıldı
Her akşam iftarlar yapıldı
Evlerimiz bereket doldu
Açların karnı doyuruldu
ALLAH'ın emrine uyuldu
Şeytanlar zincire vuruldu
Oruç tutanlar sağlık buldu
Nefislere hep gem vuruldu
Camiler mÜminlerle doldu
İşlenen gÜnahlar affoldu
Kadir gecesi bu aydadır
Bin aydan daha hayırlıdır
Bu geceyi ihya edenler
Gerçekten de çok kazançlıdır





14.08.2012

BU GECE, BİN AYDAN DAHA HAYIRLI
OLAN KADİR GECESİ.. Tüm Müslümanların Kadir Gecesi'ni
TEBRİK eder; İSLAM alemi için hayırlara
vesile olmasını Rabbimden niyaz
ederim..
Bir an bekle, arkana dön ve unuttuklarını anımsa.. Kaybettiysen ara, kırdıysan af dile, kırıldıysan affet; Çünkü hayat çok kısa.

(Şems-i Tebrizi)
Şimdi, dua sığıyor sadece avuçlarıma.
Sadece yakarış yakışıyor yakama.
Gözlerim müjdeni gözlüyor uzaktan.
Gönlüm hiç bitmez tesellini özlüyor.
Sen ki, unutmaktan alıkoydun, nisyandan kurtardın beni; şimdi isyandan koru Rabbim.
İsyandan koru...
beni, isyandan koru beni, isyandan koru beni...
Ve affet ki, elimde duadan başkası yok.

(Senai Demirci)