“Yusuf dedi, Züleyha.
sana gel kaderim ol demem.
O kadar ki, güldeki sevda, çöldeki ateş,
denizdeki su kadar kadersin bana. Bak alnına,
iki kaşının ortasına. Orada benim mührüm var.
Alnımın yazısı olduğun kadar, alnına da yazıyım...”
sana gel kaderim ol demem.
O kadar ki, güldeki sevda, çöldeki ateş,
denizdeki su kadar kadersin bana. Bak alnına,
iki kaşının ortasına. Orada benim mührüm var.
Alnımın yazısı olduğun kadar, alnına da yazıyım...”