Bir bilge öğrencilerine demiş ki:
"Geceyle gündüzü nasıl ayırt edersiniz?
Tam olarak ne zaman karanlık başlar, ne zaman ortalık aydınlanır?"
... Öğrencilerden bir tanesi:
"Uzaktaki sürüye bakarım. Koyunu keçiden ayıramadığım zaman akşam olmuş demektir."
Başka bir öğrenci:
"İncir ağacını, zeytin ağacından ayırdığım zaman anlarım ki, sabah başlamıştır."
Bilge böylece söz alan öğrencilerini dinlemiş, ancak hiçbir şey söylememiş. Meraklanan öğrencileri, bilgeye kendisinin ne düşündüğünü sormuşlar.
O da şunu demiş:
"Yürürken karşıma kadın çıktığında, güzel mi, çirkin mi, siyah mı, beyaz mı diye ayırmadan,
ona kız kardeşim diyebildiğimde;
Ve yine yürürken yoluma çıkan erkeği, yoksul mu, zengin mi diye bakmadan;milletine ırkına aldırmadan insan kardeşim sayabildiğimde anlarım ki ;
Sabah olmuştur, Aydınlık başlamıştır...
"Geceyle gündüzü nasıl ayırt edersiniz?
Tam olarak ne zaman karanlık başlar, ne zaman ortalık aydınlanır?"
... Öğrencilerden bir tanesi:
"Uzaktaki sürüye bakarım. Koyunu keçiden ayıramadığım zaman akşam olmuş demektir."
Başka bir öğrenci:
"İncir ağacını, zeytin ağacından ayırdığım zaman anlarım ki, sabah başlamıştır."
Bilge böylece söz alan öğrencilerini dinlemiş, ancak hiçbir şey söylememiş. Meraklanan öğrencileri, bilgeye kendisinin ne düşündüğünü sormuşlar.
O da şunu demiş:
"Yürürken karşıma kadın çıktığında, güzel mi, çirkin mi, siyah mı, beyaz mı diye ayırmadan,
ona kız kardeşim diyebildiğimde;
Ve yine yürürken yoluma çıkan erkeği, yoksul mu, zengin mi diye bakmadan;milletine ırkına aldırmadan insan kardeşim sayabildiğimde anlarım ki ;
Sabah olmuştur, Aydınlık başlamıştır...