7.06.2013

Boşluktasın UNUTMA!!






Evliyim Ve Eşimi Sevmiyorum


 SORU: Hocam, evliyim ve bir kızım var. Ancak eşimi sevmiyorum. Mutsuzum. Paylaştığımız çocuk ve alışkanlıklardan ibaret. Bir süre önce gönlümü başka bir hanıma kaptırdım. Çok seviyorum ve seviliyorum. Onunla bir hayat kurmak istiyorum. Ancak evli olduğum için, o böyle bir beraberliğe yanaşmıyor. "İkinci eşim" olmayı kabul etmiyor, böyle bir şeyin onur kırıcı olduğunu düşünüyor. Ben boşanmak istiyorum, fakat zulmeder miyim, günaha girer miyim diye ikilemdeyim. Tavsiyelerinize ihtiyacım var.



Mehmet Paksu: Birinci evliliğin hakkını veremezken, ikinciye yöneliyorsunuz. Eşinizle evlenirken onu mutlaka seviyordunuz, sevmeseydiniz zaten evlenmeyi düşünmezdiniz. İkinci evliliği yürütebileceğinize garanti verebiliyor musunuz?

Üstelik sizin bu zaafınızı o hanım bildiği için size itimat etmiyor, düşüncenizi hiç paylaşmıyor. Evli olduğunuz halde bir başka kadını sevmeniz, sevilmeniz baştan yanlış ve hatalı, ahlakî bir davranış da değil. Eşinizin hakkını çiğniyorsunuz, onu aldatıyor, kendinize de yazık ediyorsunuz.

Gelin, ilk evlilik günlerinize dönün, eşinizi yeni baştan keşfedin, sevdiğiniz, hoşunuza giden, takdir ettiğiniz yönlerini öne çıkarın, aile birliğinizi kıskanan, önünüze taş koyan şeytanı yüzüstü bırakın. Eşinizi bırakmanızı ve boşamanızı gerektirecek hiçbir ciddi sebep görülmüyor. Sadece hissi ve duygusal sebepler var. Aile hayatını kurmak ne kadar önemliyse, yaşatmak ondan daha önemlidir.

Yaşatmak için yeni yeni yollar arayıp bulun, boşanmayı değil, bütünleşmeyi gözden geçirin. Suçu sabit olmayan bir insanı cezalandırmak hem bir zulüm, hem de günahtır. Bir de sizden babalık bekleyen bir kızınız var. Onun sorumluluğunu nasıl taşıyacaksınız.

‘Mahkemede savaşmalı mıyım?’

SORU: Ben 1.5 yıllık evliyim, eşimle aramız çok iyiydi, fakat ailesinin istediği bir gelin olamadım. Babası ameliyat oldu, bir kere aradım. Bir gün babası aradı, hakaretler etti. Ben de altta kalmadım. Eşim, "Sen nasıl aileme saygısızlık yaparsın?" diye bana boşanma davası açtı. Ben boşanmak istemiyorum, ama artık eşime de güvenmiyorum. Sizce pes edip ayrılmalı mıyım, yoksa en azından mahkemede savaşmalı mıyım? Bunalmış durumdayım.



Mehmet Paksu: Eşinizle bir probleminiz yoktur. Asıl sıkıntı ailesiyle. Yani kayınpeder ve kayınvalidenizle. Onlar sizden saygı, itaat ve yakınlık istiyor. Siz de bu konuda beklenen hizmeti vermediğiniz için eviniz, yuvanız dağılmış. Öncelikle bu problemi çözmeniz gerekli. Bazı aileler birbirlerine çok düşkündür. Erkek çocuklar, eşiyle anne babası arasında bir tercih yapma zorunda kalacak olsalar, anne babasını tercih eder. Bir de anne baba baskın bir yapıda iseler, çocuğun başka seçeneği kalmaz.

Boşanmak istemiyorsanız, yapacağınız tek bir şey var. Direnmekten, "savaşmak"tan vazgeçeceksiniz, şeytanla işbirliği yapıp kuyunuzu kazmaya çalışan nefsinizi ayağınızın altın alacaksınız. Gideceksiniz kayınpeder ve kayınvalidenizden özür dileyecek, ellerini öpeceksiniz.

Kur'ân'ın tanımladığı gibi, "Sâliha ve itaatkâr" kadın olacaksınız. Yoksa ne pes edip ayrılmak, ne de mahkemelerde "savaş" vermek bir çözüm olamaz. Daha çok bunalıma girersiniz. Hayat mutlu ve huzurlu olmak için vardır. İnsan bütün enerjisini ve aklını hayatını güzelleştirmek için kullanmalı. Kavgayla, sürtüşmekle kimse bir yere varamamış, mutsuz ve umutsuz bir şekilde ömrünü telef etmiştir.

‘Kadına nafaka vermek şart mı?’

SORU: Hocam, eşler boşandıktan sonra mahkeme erkeğin kadına nafaka vermesini karara bağlıyor. Dinen de nafaka vermemiz lazım mı, hükmü nedir?



Mehmet Paksu: İslam hukukuna göre, kadın boşandıktan sonra dört ay on gün "iddet" bekler. Bu süre içinde bir başka erkekle evlenemez. Evlenirse nikahı geçersiz olur. Bu süre içinde erkeğin, nafaka adıyla boşadığı kadının yeme, içme, barınma ihtiyaçlarını karşılaması gerekir.

Bu süre dışında kocanın kadına herhangi bir bedel ödeme zorunluluğu söz konusu değil. Bu nafaka ödeme şartı Hanefi mezhebine göredir. Diğer mezheplerde kocanın böyle bir şey ödemesi gerekmiyor. Medeni kanun bunu mecbur tutsa da, bunun dini bir yönü yoktur. Bir kişinin, boşadığı eşine dört ay bakması yeterli geliyor. Bundan sonra hanımın evlenerek hayatı devam ettirmesi, değilse yakınlarının bakması gerekiyor.






Mehmet Paksu