30.05.2013

 
 
 
 
“Onlar, Allah'ın yüce kudretini gereği gibi kavrayamadılar.” (Zümer 67) buyurdu merhametli Mevla.

Küçücük çocuklar gördük Allah’ım, bakışlarındaki tatlı ihtişamı sen tasarlamıştın. Çiçekler gördük rengârenk, üzerlerindeki her bir süsü Sen...
çizmiştin.

Rüzgârın içimize işleyen uğultusunu dinledik, yağmur çarptı saçlarımıza, karın, tipinin altında sürüklenerek yürüdük. Gökler gürledi Senin kudretinle, şimşekler tüm tavanımızı salladı defalarca…

Sen kudretinle her yerde, her şeyde ve her zaman iş görüyordun. ‘Ol’ emrinle bir damladan türettiğin evrendeki damlalardan ürettiğin canlılar olarak huzurundayız.
Yüzdüğümüz deniz sahilinden ufka bakıyoruz; uçtuğumuz uçaktan bulutlarını seyrediyoruz. Yarattığın yeryüzünden muhteşem gökyüzünü süsleyen yıldızlarını izliyoruz.
O kadar büyüklük karşısındaki bu kadar küçüklüğü kavramanın şaşkınlığı içerisinde suskunuz. Çünkü “Onlar, Allah'ın kudretinin büyüklüğünü gereği gibi kavrayamadılar.” (Zümer 67) buyruğundaki tanıma düştüğümüzü hissediyoruz.

Lütfunla bizi Şefkatli Şanına şahit kıl. Kudretli Keremini kalbimize kavrat. Yüceliğini yüreğimize tanıttır. Amin”
 
 
 
Dr. Muhammed Bozdağ